Doğan hızlan kimdir, Doğan hızlan resimleri, Doğan hızlan hayatı, Doğan hızlan biyografisi, Doğan hızlan fanclup, doğan hızlan sohbet,

1937 yılında İstanbul’da doğdu. Pertevniyal Lisesi’ni bitirdikten sonra hukuk öğrenimine başladı. İlk yazısı 1954 yılında yayımlanan Doğan Hızlan, çeşitli dergilerin sanat sayfalarını yönetti. Bunun yanı sıra birçok gazete ve dergide eleştiriler yayımladı. 1980 yılında Bayram Gömleği adlı bir çocuk hikâyeleri güldestesi hazırladı. Ercümend Behzad Lav’ın Bütün Eserleri’ni yayıma hazırladı. Son olarak İhsan Yılmaz ile birlikte Celâl Sılay’ın Toplu Şiirleri’ni Hüsran Filizleri adıyla yayımladı. Halen Hürriyet Gazetesi’nde yazıyor. Türk edebiyatının gelişmesine katkılarını sürdürüyor.

ESERLERİ:

Yazılı İlişkiler (1983)
Günlerde Kalan (1983)
Sanat Günah Çıkarıyor (1992)
Kitaplar Kitabı (1996)
Saklı Su (1996)
Ne Kadar Mozart O Kadar Süt (1996)
Söyleşiler (1997)
Güncelin Çağrısı (1997)
Mavi Bereli (2001)

1937'de İstanbul'da doğdu. Pertevniyal Lisesi'ni bitirdi. Hukuk öğrenimini yarıda bıraktı. İlk yazısı 1954'te yayımlandı. Gazeteci, yayınevlerinde redaktör ve danışman olarak çalıştı. 1980'den sonra Gösteri dergisini yönetmiştir. Eleştrilerini, kitap tanıtma yazılarını yayımladığı gazete ve dergilerin sayısı yirmiyi geçer. Bugün Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanıdır.


Doğan Hızlan TÜYAP kitap fuarının yirmibeşinci gümüş yılında Onur Yazarı Ödülü'ne layık görüldü.
Ödüller genellikle alana onur verir; bazı ödüller de alanla birlikte, alanın kimliğinde ve kişiliğinde, taşıdığı mesaj açısından verene de onur getirir.
İşte TÜYAP'ın yirmibeşinci gümüş yılı Onur Yazarı Ödülü, Doğan Hızlan'ın kimliğinde ve kişiliğinda TÜYAP'a da onur getiren bir ödül.
TÜYAP'ı ve jüriyi bu ödülden dolayı kutluyorum.

* * *Doğan Hızlan kimdir?
Ona verilen ödül neyi, ya da neleri simgeliyor?
Meslek ve iş olarak Doğan Hızlan önce bir yazar, sonra da bir köşe yazarıdır.
Dolayısıyla verilen ödül bir yazara, bir köşe yazarına verilen ödül olarak algılanabilir.
Ama Doğan Hızlan'ı bir köşe yazarı hatta bırakınız köşe yazarlığını sadece bir yazar kimliğiyle bile tanımlamak, onu sınırları dar kalıpların içine hapsetmek, bu yüzden de büyük haksızlık etmek olacaktır.
Çünkü Doğan Hızlan bir yazardan çok daha öte bir kimliğe sahiptir:
Doğan Hızlan bir "Homo Culturicus"tur:
Yani bir "Kültür insanı"dır.
Nasıl ekonomi bilimi "Homo Economicus" terimiyle "Ekonomik İnsan" kavramını icat etmişse, kültür alanını simgeleyen "Homo Culturicus" da Doğan Hızlan'a yakışır.
Edebiyat alanındaki yetkin bilgisine ek olarak, müthiş bir müzik bilgisine sahiptir.
Gerek Klasik Batı Müziği, gerekse Klasik Türk Musikisi alanında bilmediği yoktur, ayrıca müthiş eğitimli bir kulağı vardır.
Sahip olduğu mutfak kültürü sadece süzülmüş ve incelmiş bir zevki değil, derin bir bilgi birikimini de yansıtır.
Doğan Hızlan'ın kültür alanında sahip olduğu uzmanlık konuları saymakla bitmez.
O yüzden listeyi burada kesip, onun bambaşka bir yönüne, insanlık ve ahlak açısından taşıdığı erdemlere değinmek istiyorum.

* * *Büyük çalkantılar yaşayan Türkiye'de döneklik, saf değiştirmek, arkadaşlarını satmak neredeyse bir moda olmuşken, Doğan Hızlan, demokrat dünya görüşünün vurguladığı engin hoşgörüsü ile toplumsal, siyasal ve ideolojik duruşunu hiç değiştirmemiş, bu duruşunu hep alnı ak, başı dik, onurla sürdürmüştür.
Demokratlığı ve hoşgörüsü onun insanlık değerlerini, bu niteliklerini zaman içinde bütün sınavları başarıyla geçerek koruması ve geliştirmesi ise ahlaki yetkinliğini vurgular.

* * *Doğan Hızlan'ın günlük yaşamı ve bireysel davranışları üzerinde birkaç ayrıntıyı vurgulamadan onu tanımlamak ve değerini anlamak olanaksızdır.
Çok çalışkandır: Hemen hemen her yerdedir, her sergiyi izler, her kitabı okur, her konseri dinler, hepsi hakkında yazar.
Çok zariftir: Daima özenli giyinir, Türkçe'yi vurgulu ve özenli konuşur, insanlara saygı ve sevgiyle yaklaşır.
Batının "Centilmenliği" ile Doğu'nun "İstanbul Efendiliğini" kişiliğinde birleştirmiştir.
Doğan Hızlan çağdaş Türkiye'nin hedeflediği zirveye şimdiden varmış ve bayrağını dikmiş bir "Homo Culturicus"tur.